Sonunda bir evim (daha doğrusu bir odam var). Hem yaşayıp, hem çalışabileceğim bir mekan. Pazartesinden itibaren son sürat çalışmaya devam. Zaman çok hızlı akıyor ne de olsa.

Neyse çok uzatmadan 01-07 Şubat arası radarıma takılanları paylaşayım:

Greenpeace sosyal medya ve topluluk yönetimi alanında, Türkiye’deki STKlar arasında fark yaratıyor bence. 2 örnekle açıklamaya çalışayım:

Öykü’nün Öyküsü adlı post, hem Greenpeace içinde yer alan bir aktivistin Greenpeace serüveninden bahsediyor, hem de Radyoaktivist olmak isteyen, Nükleer’e karşı harekete geçmek isteyenlere çok basit ve açık olarak nasıl yardım edebileceklerini söylüyor. Postda çok fazla yorum var, ancak kaç kişiye ulaşıldığını gerçekten merak ediyorum. Belki Öykü bize bir şeyler söyler sonuçlar hakkında? 🙂

Hatasız Kul OLmaz yine Greenpeace blogunda yer alan bir yazı. I Lovve Nuclear projesi ve online iletişimleri konusundaki anketi doldurarak Greenpeace’e yardım eden destekçilere nasıl teşekkür ederiz diye düşünmüşler ve bir hediye vermeye karar vermişler. 12 Şubat 2010 Cuma gününe kadar ankete katılanlar arasından 10 Greenpeace dostuna süper bir Greenpeace tişörtü var. Ben doldurdum bile 🙂

10 must-read Facebook resources for non-profits if you’re looking to engage with your users or donors your charity needs to pay attention to Facebook. In no particular order, here’s ten must-read Facebook resources for non-profits.

4 Facebook Tips for Non-Profit Success Facebook is an ever growing force in the internet space and it looks like it will be for a while. With 200 Million users (and growing) it’s hard to ague otherwise. Facebook is also a great tool for nonprofits. It’s free, it gives you an immediate way to build a tribe and engage people in online community. Facebook also gives others the ability to share their affinity to you with their friends, family and co-workers. That said, you can’t just throw up a page and expect to be successful. You have to be thoughtful, strategic and knowledgeable.

3 Powerful Social Good Trends in 2010 In 2010, three disruptive trends that ask for your participation rather than your pocketbook will emerge and use the web’s unique potential to empower new forms of social change. These three trends – providing new ways of giving voice, giving time and giving work – represent the future of social change on the web.

İyi hafta sonları herkese!

Sonunda Türkiye’deyim. Hala yerleşmiş, bir düzene girmiş değilim. O yüzden de malum blog yazıları da bir türlü düzene giremedi. Ancak bu haftanın linklerini ihmal etmemekte fayda var. Hem de bu haftanın linkleri Türkiye’den:

Fark Yaratanlar Türkiye’den Sosyal Girişimcilik Örnekleri Veriyor:
Türkiye’de toplumsal gelişmeye katkıda bulunanların öykülerini ve çalışmalarını görünür kılarak insanlarda farkındalık uyandırmak, daha duyarlı ve aktif vatandaş olmalarını teşvik ederek ilham vermek amacıyla Sabancı Vakfı’nın katkılarıyla CNN Türk’te 32 hafta boyunca “Fark Yaratanlar” adlı bir program yayınlanmaya başlamış. Her pazar saat 18.30’da yayınlanan programda; yurttaş katılımı, ekonomik gelişme, sağlık, çevre, eğitim/öğrenim ve sosyal adalet konularında insanların hayatına katkıda bulunarak Fark Yaratan bir kişinin hikayesi anlatılmakta, ‘sıradışı kişiler, olağanüstü etkiler’ halkla paylaşılmakta. Fark Yaratanların seçimine herkes katkıda bulunabilir ve ayrıca kaçırılan bölümler internetten izlenebilir.

Mikro-Net Mikro Girişimci Kadınlar İş Portalı Kuruluyor:

Ekonomik güçlendirme programı altında kadın kooperatifleri ve MAYA yoluyla uzun yıllardır kadın girişimciliğini destekleyen, mikro girişimci kadınlara yönelik program ve hizmet sunan KEDV (Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı), Sabancı Vakfı desteğiyle Türkiye genelindeki mikro girişimci kadınları desteklemek üzere “Mikro-net” projesini yürütüyor. Proje Habitat için Gençlik Derneği, Özel Sektör Gönüllüler Derneği, Türkiye İsrafı Önleme Vakfı, İlk Adım, Umut Işığı ve İpekyolu Kadın Kooperatifleri ile işbirliği içinde devam ediyor. Proje kapsamında mikro girişimci kadınların birbirleri ve dünya ile iletişime geçmeleri, bilinirliklerinin artması, bilgi ve danışmanlıkla buluşmaları için Mikro-Net iş portalı kurulacak ve 20 ilde mikro girişimci kadınlara bilgisayar ve internet eğitimleri verilecektir. Projeden girişimci bir kadın olarak yararlanabilir ya da mentor olarak destek verebilirsiniz. Bunun içinkedv@kedv.org.tr adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Nahıl. Üreten Kadının İş Ortağı:

Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı’nın (KEDV) iktisadi işletmesi olan Nahıl, 2003 yılında dar gelirli üretici kadınların ürünlerini pazarlayarak bu kadınlara sürdürülebilir gelir kaynakları kazandırmak amacıyla kuruldu. Yeni bir servis olmasa da benim yeni tanıştığım Nahıl Dükkân’ın satışlarından elde edilen gelir ile KEDV desteğiyle açılan 23 Kadın ve Çocuk Merkezi’nde okul öncesi eğitim hizmetlerinin verilmesi desteklenmekte, dar gelirli bölgelerde yeni çocuk yuvalarının açılması için çalışılmakta ve girişimci kadınlara pazarlama ve ürün geliştirme  desteği verilmektedir. Nahıl, kadın üreticilere ve “Kadın ve Çocuk Merkezleri“ ne yapmış olduğu destekle kadınların iş hayatında varlıklarını sürdürmelerine yardımcı olmakla birlikte onların kendilerine güvenen, üretken bireyler olarak toplumda yer almalarını amaçlamaktadır.

Sosyal sorunların çözümünde innovasyon kullanmak olarak özetleyebileceğimiz sosyal girişimcilik konsepti son yıllarda oldukça önem kazandı. Sosyal girişimcilik yeni bir kavram değil. Tek bir kişinin tutkularının peşinden gitmesi ile, çok büyük sosyal sorunları çözebileceğini tarih boyunca gördük. Ancak bu alanda çalışan, sosyal girişimcileri gerek maddi gerekse stratejik anlamda destekleyen organizasyonların artmasının sosyal girişimciliğin artmasına direk etkisi var.

Bu kurumlara bir kaç örnek vermemiz gerekirse;

Bill Drayton’ın 1981 yılında kurduğu Ashoka, “Everyone a changemaker” sloganı ile dünyanın değişik yerlerinde bulunan 2000 sosyal girişimciye maddi ve stratejik yardımda bulundu şimdiye kadar.

Skoll Foundation, bu organizasyonlara diğer bir örnek. Ebay’in kurucu ortaklarından Jeff Skoll, ebay’den ayrıldıktan sonra, sosyal girişimcilere destek verebilmek amacı ile bu organizasyonu kurdu.

Echoing Green‘de 1987’den beri toplam 450 sosyal girişimciye, 27 milyon $ değerinde destek vererek, tutkusu sosyal değer yaratmak olan insanların hayallerini gerçekleştirmelerini sağladı.

Bunun dışında her geçen gün yeni bir üniversite de sosyal girişimciliği eğitim programlarına dahil etmekte. Stanford Graduate School of Business, Harvard Business School, Berkeley, Oxford University, London School of Economics bunlardan bir kaçı.

Ayrıca Türkiye’de de Boğaziçi Üniversitesinde bu yıl SOGLA( Sosyal Girişimci Genç Liderler Akademisi) çalışmalarına başladı. SOGLA sosyal girişimciliği gençler arasında yaymayı ve bu alanda Türkiye’nin öncü genç liderlerini yetiştirmeyi amaçlayan bir sosyal girişim projesi.

Tüm bu çabalar gerçekten umut verici. Ancak yeterli olup olmadığı tartışılır. 2009’un 3. çeyreğinde ABD’de normal start-uplara yapılan yatırımlar $1.6 milyar’ı buldu. Bu da Ashoka’nın 28 yılda yaptığı yatırımların 10 katı değerinde.

Dünyayı daha yaşanılır hale getirmek tek sosyal girişimciler ile başarılabilecek bir şey değil. Bu amaca ulaşabilmek için toplumun tüm kesimlerinden destek şart. Ve bu desteğin global anlamda gelmesi bu değişimi daha da hızlandıracak bir etkiye sahip. Şirketler, hükümetler, belediyeler, tüketiciler, vatandaşlar, STKlar, üniversiteler hep birlikte sosyal sorunların çözümü için bir araya gelmenin yöntemlerini bulmalıyız.