Hepimiz işe yarar hissetmek isteriz
Ekim 20, 2009


İlk ticari amaç gütmeyen ilaç şirketi
Ekim 15, 2009
Sosyal girişimcilik tanımını bir örnekle açıklarsak daha da iyi anlaşılacak sanırsam:
İsim: Victoria Hale
Bio: İlaç sektöründe çalışan bilim kadını, sosyal girişimci
Tespit ettiği işliyor gözüken denge durumu: Günümüzde ilaç şirketleri sadece pazarlayabilecekleri, alım gücü olan ülkeler için ilaç üretiyorlar. Yani, ilaç insan hayatı açısından diğer ürünlerden farklı olmasına rağmen, üretim kararından başlayarak diğer bir çok aşamada, pazarın koşullarından etkileniyor. Victoria Hale’in tolere edilemez bulduğu denge durumu ise tam da bu nokta. Hale’e göre sağlık zorunlu bir ihtiyaçtır ve ödeyemeyecek durumda olsa bile, her insan sağlık hizmetlerinden faydalanabilmelidir. Ancak ne yazık ki günümüzde bir çok gelişmekte olan ülkede, bulaşıcı hastalıkları önleyecek ilaç üretilmemiş olmasından dolayı bir çok insan hayata veda ediyor.
Getirdiği innovasyon: One World Health Enstitüsü
- İlk ticari amaç gütmeyen ilaç şirketi
- Amacı, gelişmekte olan ülkelerdeki bulaşıcı hastalıkları önleyebilmek için güvenilir, etkili ve ekonomik ilaç üretmek
Hala çok başlarında olan bir sosyal girişim olmasına rağmen, ekibin çabaları ilk meyvelerini vermeye başladı bile. Her yıl 200.000 kişinin ölmesine sebep olan visseral leishmaiasis hastalığı için ürettikleri ilaç, testlerden ve Hindistan hükümetinin onayından geçti.
Şirket bilim adamları, üniversiteler, hastaneler ve hükümetler ile iş birliği halinde götürmekte projelerini. Diğer insanların bu fikri alıp dünyanın diğer yerlerinde de uygulayıp uygulamayacaklarını zaman gösterecek. Ancak büyük ilaç şirketlerinin de projeye destek vermeye başlaması, günümüzdeki sağlık sistemi paradigmasının değişebilmesi için küçük de olsa bir umut!
Daha fazla bilgi için: http://www.oneworldhealth.org
Değişimi yaratanlar: sosyal girişimciler
Ekim 13, 2009
Sosyal girişimcinin kim olduğunu açıklamak hiç de kolay değil. Son yıllarda kavramın çok fazla kullanılması üzerine, sosyal girişimciliğin de “sustainability”, “innovation” kelimeleri gibi esas anlamını kaybetmesini önlemek isteyen çevreler, sosyal girişimciliği tanımlama çabalarına girdiler. Ben de bu konudaki çalışmalardan yararlanarak, size bir tanımda bulunmaya çalışacağım.
Sosyal girişimci;
- Toplumda işliyor gözüken ancak belirli bir grup için sorun yaratan (acı, dışlanma, ihmal vb.) denge durumlarını tespit eder. Toplumun bu belirli grubu genellikle finansal kaynaklardan ve siyasal güçten yoksundur
- Diğerleri bu denge durumunu tolere edilebilir bir rahatsızlık olarak görürken, sosyal girişimci için bu durum sosyal bir değer yaratabilmek için bir fırsattır
- Bu denge durumlarındaki sorunlara, kişiliğinde bulunan ilham, doğrudan eylem, yaratıcılık, cesaret ve metanet özelliklerini kullanarak tamamen yeni çözümler getirir
- Hazırda bulunan sistemi, küçük eklemelerle işler hale getirmektense, soruna tamamen farklı yaklaşarak, gerçekten işleyen yeni denge durumları yaratır
Yani sosyal girişimciler sadece yardım etmekle yetinmez, toplumda dönüşüm sağlarlar. Yarattıkları yeni denge durumları, dünyanın değişik yerlerinde rahatlıkla uygulanabilir ve sürdürülebilirlerdir.
İşte bu sebepten dolayı, sosyal girişimciliğin tanımı hem zor, hem de çok önemli. Çünkü onlar başka bir dünyanın mümkün olduğunun en açık kanıtları!
Yeni bir dönem bu
Ekim 13, 2009
Siz de fark ettiniz mi bilmem ama ortamda bir değişim havası var. İnsanı heyecanlandıran bir değişim. Sanki dünyanın kaderi değişmekte. Kısaca açıklamaya çalışayım:
- Son 1-1,5 yıldır tüm dünyayı saran kriz ve bu krizin diğerlerinden farkı. Evet sadece ekonomik bir kriz değil, değer krizi yaşadık ve hala da yaşamaktayız. Daha fazla sorgulamaya başladık yaşadığımız dünyayı, hayat tarzlarımızı, tüketim alışkanlıklarımızı ve verdiğimiz kararları. Yeni bir dönem bu, bireyin/tüketicinin daha sorumlu olduğu bir dönem
- Son yıllarda sıkça duyduğumuz, hatta belki de alışmaya basladığımız kavram: küresel ısınma. Belki de ilk defa tüm dünyayı ilgilendiren çok ciddi bir sorun ile yüz yüze geldik ve sorunun çözümü tek bir dünya gibi davranmamıza bağlı bu defa. Bireysel, ülkesel vb. çıkarları geride bırakıp, doğanın da çıkarlarını düşünmemizin zamanı geldi de geçmekte bile. Doğanın yok olması, insanoğlunun da sonu demek! Yeni bir dönem bu, insanoğlunun doğa ile kaybettiği bağları tekrar keşfetmesi için belki de son şansı
- Ve evet İnternet. Hayat tarzımızı değiştiren, bizi birbirimize bağlayan, tüm dünyayı parmaklarımızın ucuna getiren İnternet. Tüm bireyleri birer iletişim kanalı haline getiren, hatta belki de markalaştıran İnternet. Yeni bir dönem bu, birey olarak gücümüzü keşfettiğimiz bir dönem
Bu değişim ortamında bazılarımız sadece değişimi yaşamayı seçerken, diğerleri değişimi yaratmayı ve değişim olmayı seçiyorlar…
Kim mi onlar?
Sosyal girişimciler.